CANDELAS 0

İngilizce Çalışırken Kendizi Motive Edeceğiniz 10 Kullanışlı Yol

Blog

İngilizce Çalışırken Kendizi Motive Edeceğiniz 10 Kullanışlı Yol

İngilizce Çalışırken Kendizi Motive Edeceğiniz 10 Kullanışlı Yol

1.  Cesaretli olun – İngilizceniz muhtemelen düşündüğünüzden daha iyi!

İngilizce öğrenen birçok kişi maalesef kendi İngilizce becerileriyle ilgili olumsuz görüşe sahiptir. Siz de kendizi;

-    İngilizcem muhtemelen hatalarla dolu.

-    Konuşmaktan korkuyorum, çünkü diğer insanlar beni anlamayabilirler.

-    Yıllardır çalışıyorum ancak İngilizcem hala kötü.

Der ya da düşünürken buluyor musunuz?

Size dürüstçe söyleyebiliriz ki; İngilizceniz muhtemelen hayal ettiğinizden daha iyi. Eğer İngilizcenizin zayıf olduğu düşüncesine sahip olma eğilimindeyseniz, henüz yapamıyor olduklarınıza değil, yapabildiklerinize daha çok odaklanarak diğer negatif düşünceleri saf dışı bırakmalısınız.

2.  İngilizcenizi asla diğerlerininkiyle kıyaslamayın

İngilizce öğrenen birçok kişinin kendi becerileriyle ilgili zayıf düşüncelere sahip olmalarının nedeni,  kendilerini ana dili İngilizce olanlarla veya belli bir akıcılığa ulaşmış kişilerle kıyaslamalarıdır. Bu adil değildir. Ana dili İngilizce olan yetişkinler, 20 yılın üzerinde, günde 24 saat bu dil ile etkileşim halinde olmuşlardır; İngilizce dilinde binlerce saat televizyon izlemiş, yıllarca okulda İngilizce dilinde eğitim almış, bu dilde onlarca kitap okumuş ve yine bu dilde milyonlarca kez diyaloğa girmişlerdir. Bu büyük bir avantajdır. Eğer siz bu kadar deneyime sahip olsaydınız siz de bu dili anadiliniz gibi konuşabilirdiniz. Bu yüzden İngilizce öğrenen biri olarak kendinizi, anadili gibi konuşan biriyle kıyaslamanızın bir anlamı olmaz. Kendinizi İngilizce öğrenen diğer kişilerle de kıyaslamamalısınız. Bu sizde tamamen yanlış bir algıya sebep olabilir. Sadece kendi ilerleyişinize odaklanmalısınız.

3.  Hataları ciddiye almayın

Hatalar, sizde İngilizce’nizi kullanmanız konusunda çekince yaratabilir ve bir başkası sizi düzelttiğinde küçük düşmüş hissetmenize bile yol açabilirler. Hataların size bunları hissettirmesine izin verdiğiniz sürece bu gibi durumlarla karşılaşmak çok doğaldır. İngilizce öğrenmenin asıl amacı iletişim kurmaktır ve gerçek odur ki küçük olduğu sürece birçok hata iletişime zarar vermez. Her ne kadar küçük de olsa, İngilizce’yi daha iyi konuşabilmeniz için bu hataların düzeltilmesi önem arz etmektedir. Bazen iletişim sorunu yaratabilecek türden bir hata yaparsınız; bu dahi normaldir. Çünkü bu da dil öğrenmenin bir parçasıdır. Böyle durumlarda söylemek istediğinizi daha farklı ve daha basit bir şekilde söyleme yollarına başvurmalısınız.

 

4.  Nihai hedefinizi gözünüzün önünde canlandırın ve harcadığınız her anın sizi ona biraz daha yaklaştırdığını asla unutmayın.

Neden İngilizce öğrendiğinizi biliyor musunuz?

Uluslararası bir şirkette çalışabilmek için mi? İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak için mi? Seyahat edip daha kolay arkadaşlıklar edinebilmek için mi? Bir sınavı geçebilmek için mi? İngilizce dilinde kitaplar okuyup, filmler izleyebilmek için mi?

Her ne sebeple olursa olsun şunu deneyin: İngilizce çalışmak üzere oturduğunuzda nihai amacınıza ulaştığınızı hayal edin. İngilizce’yi, kafanızda herhangi bir çeviri yapmadan, kolaylıkla konuşabildiğinizi düşünün. Kolaylıkla bir iş sunumu yapabildiğinizi veya bir kitap okuduğunuzu ve tüm kelimeleri anlayabildiğinizi gözünüzün önüne getirin. Daha sonra kendinize, bu dahil olmak üzere sonraki her çalışma oturumunuzun, sizi hayalini kurduğunuz o duruma bir adım daha yaklaştırdığını söyleyin. Bu çalışmalarınızı daha eğlenceli ve anlamlı hale getirecektir çünkü yapıyor olduğunuz şeyin faydalı olduğunu ve bunda ilerleme kaydediyor olduğunuzu biliyor olursunuz.

5.  İlerlemenizin kaydını tutun

İlerleyişinizde başarıyla tamamladıklarınızın kaydını tutmak motive edici bir eylemdir. Her çalışma oturumunuzdan sonra bir defter alın, tarih atın ve o gün ne öğrendiğinizi yazın. Bu, üç şeye yarar:

  • Yazma eylemi öğrendiklerinizi pekiştirmenize yardım eder.
  • Defterin bilgiyle dolduğunu görmek ne kadar çok öğrendiğinize ve ilerleme kaydettiğinize dair sizi teşvik eder.
  • Bu tür bir deftere sahip olmak geri dönüp daha önce ne çalıştığınızı görmenizde kolaylık sağlar.

6.  Tembel hissettiğinizde küçük adımlarla gidin

İngilizce öğrenmek fazlaca zaman alan büyük bir projedir ve bununla ilgili bazen hevesiniz kırılabilir veya kendinizi tembel hissedebilirsiniz; daha basit bir söylem ile o gün çalışmak istemiyor olabilirsiniz. Bunu düşünmek yerine, kendinize o gün yalnızca küçük bir şey yapacağınızı söyleyin.

Örneğin;

  • 5 dakika kadar İngilizce bir metin okumak.
  • Bir İngilizce şarkı dinleyip bilmediğiniz kelimelere sözlükten bakmak.
  • 5 tane İngilizce kelime ya da deyim öğrenmek…vs. gibi.

Bu küçük adımları attığınızda şu iki şeyden birisi gerçekleşecektir:

  • Birkaç dakika sonra, daha fazla vaktiniz veya motivasyonunuz olmasa bile, yaptığınız şeyi başarıyla tamamlamış hissine sahip olacaksınız.
  • Birkaç dakika sonra, yapıyor olduğunuz şeyin havasına kapılıp devam etmek için gerekli motivasyonu kendinizde hissedecek ve çalışmayı biraz daha sürdürmek isteyeceksiniz.

En zor kısım genelde, başlamaktır. Buna rağmen o günkü çalışmanız adına küçük bir adım dahi atsanız bir şeyler öğrenirsiniz ve hatta süreçteki motivasyonunuzu bile geri kazanabilirsiniz.

7.  Çalışmaya ara vermek için plan yaptığınız gibi çalışmaya geri dönmek için de yapın

İngilizce öğrenen bazı kişiler kendileriyle ilgili yüksek beklentilerinden ötürü kendilerine çok yüklenirler ve asla ara vermezler. Her gün çalışmaları gerektiğini düşünürler ve eğer bir gün kaçırırlarsa bunun bir başarısızlık olduğu hissine kapılırlar.

Mümkün olduğu kadar sık bir biçimde çalışmak mutlaka önerilen bir şeydir. Gündelik rutin veya alışkanlık bazında bir çalışma şekli elbette iyi olabilir, ancak herkesin bir ara vermeye ihtiyacı vardır.

Yoğun bir gününüzde o günkü çalışmanızı atlamanızda bir sakınca yoktur, yeter ki bir sonraki gün çalışmanıza geri döneceğinizden emin olun. Eğer bir haftalığına bir tatile çıkıyorsanız, İngilizce çalışmamanızda bir sorun, elbette ki yoktur. Önemli olan daima İngilizce çalışmaya geri dönmenizdir. Kendinizi, sizi bu çalışmadan haftalarca veya aylarca uzak tutacak biçimde bir yoğunluğa maruz bırakmamaya çalışmalısınız.

8.  Öğrenmeyi eğlenceli hale getirin

Her zaman aynı şekilde çalışmak zorunda değilsiniz, çalışmalarınızı ilginç hale getirecek varyasyonlar deneyebilirsiniz. Örneğin, bir gün fazlaca gramer çalışmış olabilirsiniz. Ertesi gün farklı bir şey yapabilir, hazırlanmış bir yayın akışını dinleyebilirsiniz. Sonrasında haberleri izleyip farklı kelimeler öğrenebilirsiniz. Daha sonra ise biraz daha rahatlamak isteyip altyazılı bir film izleyebilirsiniz. Varyasyonlar halinde çalışmanıza devam etmek sıkılmanıza engel olurken tüm bunlar İngilizce’nize katkıda bulunacaktır.

9.  Bir partner bulun ya da bir topluluğa katılın

Bir egzersiz yapma alışkanlığı içine girmek istediğinizde, bazen koltuktan kalkıp tek başına o egzersizi yapmak zor gelebilir. Ama eğer bunun için belirli bir saatte egzersiz salonunda buluşacağınız bir arkadaşınız varsa kalkıp gitmeniz daha muhtemeldir. Bilim adamları, en  etkili motivasyon araçlarından birisi olarak, buna eş ya da akran baskısı diyor. Bu, size benzeyen insanların sizi teşvik etme veya sizden bir beklenti içinde olma durumudur. Bu durum İngilizce öğrenme sürecinize de uygulanabilir. Aynı süreci takip eden bir arkadaşınızın daha olması işleri daha da kolaylaştırırken, birbirinizi öğrenmeye teşvik etmeye de yarar.

Bunun dışında, konusu İngilizce öğrenmek olan sosyal medya gruplarına katılmak ve oradaki insanlarla etkileşim halinde bulunmak veya çevrimiçi bir konuşma partneri bulmak da ayrıca faydalı olabilir.

10.  Kendinize meydan okuyun ve hedeflerinize ulaştıkça kendinizi ödüllendirin

Bazen kendi başınıza İngilizce çalışırken etrafta başarılı bir şekilde ilerlediğinizi söyleyen kimsenin olmayışı, hevesinizin kırılmasına yol açabilir. Ancak kendinize zorlu görevler ve ödüller verirseniz, bu size motivasyon sağlayabilir ve vazgeçmenizin önüne geçebilir.

Asıl amacınız İngilizce’de akıcı hale gelmektir ancak yine de süreçte kendinize daha küçük hedefler koyabilirsiniz. Örneğin;

  • İngilizce bir kitabı baştan sona okumak
  • Bir ay boyunca her gün 10 yeni kelime öğrenmek
  • 5 dakika boyunca kesintisiz İngilizce konuşabilmek (1 ya da 2 dakika ile başlayıp bu şekilde 5 dakikaya kadar çıkmaya çalışın)
  • İngilizce bir blog oluşturmak ve bir yıl boyunca her hafta yeni bir ileti postalamak vs.

Hedefleri imkansız olanlardan değil zor olanlardan seçin. Örneğin henüz başlangıç seviyesindeyseniz, ilk denemede bir filmi baştan sonra anlamaya çalışmayı seçmeyin çünkü bu başlangıç seviyesi için fazla zor olurdu. Bu yüzden ulaşabileceğiniz hedeflere yönelmeye çalışmalısınız.

Hedefinize ulaştığınızda ise bunu kutlayın. Arkadaşınıza, ailenizden birine, öğretmeninize veya İngilizce öğrenen partnerinize anlatın. Kendinizi ödüllendirin ve sonraki hedefiniz için hazır olun.

(espressoenglish)